BAYRAK FM FORUM
Sanal alenim yükselen sesi Bayrak~fm'e hosgeldiniz
BAYRAK FM FORUM
Sanal alenim yükselen sesi Bayrak~fm'e hosgeldiniz
BAYRAK FM FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Vatan ve bayrak severlerin sesi Bayrak~fm
 
AnasayfaGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Türkiye’nin gizli cennetleri: Ege-3

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
cCc ASİLKURTcCc

cCc ASİLKURTcCc


Mesaj Sayısı : 814
Kayıt tarihi : 27/05/09

Türkiye’nin gizli cennetleri: Ege-3 Empty
MesajKonu: Türkiye’nin gizli cennetleri: Ege-3   Türkiye’nin gizli cennetleri: Ege-3 Icon_minitimeCuma Tem. 03, 2009 1:01 pm


  • -KURULUŞ VE KURTULUŞUN DİYARI: KÜTAHYA-

Kütahya, sahip olduğu tarih, doğa ve sağlık turizmi imkanlarıyla Anadolu’nun batısında tatilcilere önemli alternatifler sunuyor.
Birçok medeniyete ev sahipliği yapan, çini ve seramiğiyle ünlü Kütahya, Frig Vadisi’nden Aizanoi Antik Kenti’ne, erken Hristiyanlık dönemine ait kilise ve şapellerden, Selçuklular’dan kalma Hıdırlık Mescidi’ne kadar birçok eseri bünyesinde barındırıyor.
İlin en önemli tarihsel yapıları, Çavdarhisar ilçesinde bulunuyor. Aizanoi Antik Kenti, Kütahya-Gediz kara yolunun 54. kilometresindeki bu ilçe sınırlarında kalıyor.
Türkiye’nin en iyi korunmuş arkeolojik kalıntılarının yer aldığı Roma kenti Aizanoi, MÖ 2′nci yüzyıla ait olmasına rağmen hala ayakta kalan yapılarıyla dikkati çekiyor.
Antik kentte, Zeus Tapınağı, iki agora, termal gymnasium, tiyatro ve buna bitişik stadyum, hamamlar, sütunlu cadde, Kybele kutsal alanı, köprüler, nekropol, kanal ve su yolları gibi önemli yapılar mevcut.
Kütahya-Eskişehir kara yolunun 26. kilometresindeki Sabuncupınar bucağından başlayıp Ovacık köyüne kadar uzanan ve büyük bölümü çam ormanları arasında kalan Frig Vadisi de, Kütahya’ya gelen turistlerin en fazla ilgi gösterdiği yerlerden biri.
Vadide, Frigler’in ana tanrıçası Kybele’ye adanmış açık hava tapınaklarıyla savunma amaçlı yapılar, Roma İmparatorluğu döneminde kayalar oyularak yapılan barınaklar, mezar odaları, ağıl ve ahır olarak kullanılan mekanlar, sarnıçlar ve ambarlar önemli yer tutuyor.

  • -OSMANLI DEVLETİ’NİN KURULDUĞU TOPRAKLAR-

Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna tanıklık eden Domaniç ilçesine Bursa-İnegöl-Tavşanlı yolunu takip ederek ulaşmak mümkün. İnegöl ve Tavşanlı’nın tam ortasında yer alan Domaniç, tarihi ve doğal güzellikleriyle şirin bir Anadolu kenti. Aradan yüzyıllar geçmesine rağmen Domaniç, Osmanlı’nın kuruluşundan izler taşıyor.
Devletin kurucusu Osman Gazi’nin, ninesi Hayme Ana tarafından beşiğinin kurulduğuna inanılan ve koruma altına alınan ”Mızık Çamı”, ilçeye bağlı Domur köyünde yemyeşil çam ağaçlarının arasında ziyaretçilerini bekliyor.
”Devlet Ana” olarak bilinen Hayme Ana’nın türbesi de bu ilçeye bağlı Karaköy’de yer alıyor. Asırlardır bir gelenek halinde sürdürülen ”Hayme Ana’yı Anma ve Göç Şenlikleri”, her yıl eylül ayının ilk haftasında gerçekleştiriliyor.
Kütahya, Osmanlı’nın kuruluş dönemine tanıklık ettiği gibi, Kurtuluş Savaşı’nın kazanıldığı toprakları da bünyesinde barındırıyor.
Sakarya Savaşı’nda durdurulan düşmanın Anadolu’dan atılması için harekete geçen kahraman Türk askeri, yaklaşık bir yıl süren hazırlık döneminden sonra 26 Ağustos 1922′de Başkomutan Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Büyük Taarruzu, Dumlupınar ilçesi sınırlarında başlattı.
Mustafa Kemal Paşa’nın Büyük Taarruz’u bizzat idare ettiği bölge, günümüzde Altıntaş ilçesine bağlı Zafertepe Çalköy beldesi sınırlarında kalıyor.
Dumlupınar’da, 30 Ağustos 1922′de Türk Ordusu’nun zaferiyle sonuçlanan meydan muharebesinin ardından başka seçeneği kalmayan düşman kuvvetleri, İzmir’e doğru kaçmaya başladı.
O günlerde Çalköy’de kırık bir kağnı üzerinde İsmet (İnönü) ve Fevzi (Çakmak) Paşalar ile durum değerlendirmesi yapan Mustafa Kemal Paşa, ”Ordular, ilk hedefiniz Akdenizdir, ileri” emrini burada verdi.
Bu büyük zaferi takip eden günlerde düşmanın İzmir’de denize dökülmesiyle sadece bölge değil, tüm Anadolu düşman işgalinden kurtuldu. O günlerin anısının yaşatılması için Zafertepe Çalköy ve Dumlupınar’da anıtlar inşa ettirildi. Aynı zamanda buralarda şehitlikler de bulunuyor.

  • -KAPLICA TURİZMİ-

Kütahya, termal turizm açısından da yerli ve yabancı turistlere şifa vadediyor. Kentin kuzeyinde yer alan, Kütahya-Eskişehir kara yolunun 16. kilometresinden ayrılan yolla ulaşılan Ilıca Harlek Kaplıcaları, 25-43 derece arasında değişen, kalsiyum, magnezyum ve bikarbonat içeren şifalı suyuyla dikkati çekerken, Bakanlar Kurulu kararıyla 1989 yılında termal turizm merkezi ilan edildi.
Kütahya’nın batısındaki Yoncalı Kaplıcaları da 42 derecelik suyuyla gelenlere şifa vadediyor. Yoncalı’da 200 yataklı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi, bir otel ile irili ufaklı birçok dinlenme tesisi yer alıyor.
Emet ilçesi yakınlarındaki termal merkez ise 43-56 derece arasında değişen sıcaklıktaki sularıyla ziyaretçilerini ağırlamayı sürdürürken, Gediz ilçesine 18 kilometre uzaklıktaki Ilıcasu Kaplıcaları da sıcaklığı 98 dereceye kadar şifalı sularının yanı sıra buhar ve çamur banyolarıyla dikkati çekiyor.
Kütahya’nın yöresel damak tatları Ege ve İçanadolu mutfak kültüründen izler taşıyor. Kentte Germiyan Sokak başta olmak üzere çeşitli yerlerinde bulunan ve restore ettirilip turizme kazandırılan eski konaklar, damak tatlarının sunulduğu mekanlar olarak göze çarpıyor.
Parmak pide, gözleme, tereyağlı şibit, su böreği, mantı ve cimcikten oluşan hamur yemekleri, küp eti, güveç, kavurma ve köftelerin yanı sıra zeytinyağlı yemekler, kızılcık tarhanası, ovmaç, tekke ve sıkıcık çorbaları, bu konaklarda ziyaretçilere sunuluyor.
Kent merkezindeki önemli tarihi yapılarda biri de Kütahya Kalesi. Kente hakim bir tepede bulunan kale, seyrine doyumsuz güzellikleri barındırıyor.
”Çini ve seramiğin başkenti” olarak nitelendirilen Kütahya’da ziyaretçileri, Zafer Meydanı’ndaki büyük vazo karşılıyor. Bu yapı, kentin tarihinde önemli yer tutan çini ve seramiği yansıtması bakımından önem taşıyor.
Macar Milli Kahramanı Lajos Kossuth’un 19. yüzyıl sonlarında konuk edildiği Macar Evi de Türk ve Macar dostluğunun simgesi olarak ilgi görüyor. Her yıl mart ayında Türk ve Macar yetkililerinin katılımıyla burada Macar Bağımsızlık Günü törenleri yapılıyor.
Topraklarının yarıdan fazlası ormanlık alanlarla kaplı olan Kütahya, trekking ve piknik alanlarıyla da göz dolduruyor.
Kent merkezine 5 kilometre uzaklıkta orman içi dinlenme yeri olarak düzenlenen Çamlıca, çam ağaçları, soğuk suları, temiz havası ve manzarasıyla ziyaretçilerini tam anlamıyla dinlendiriyor.
Gediz’deki Murat Dağı, Simav’daki Gölcük yaylası, ilin önemli dinlence yerleri arasında bulunuyor.
Doğal güzellikleri ve binlerce yıllık tarihi geçmişe sahip Muğla, deniz ve güneşinin yanı sıra su sporlarıyla da yerli ve yabancı turistlere güzel bir tatil imkanı sunuyor.
Milas – Bodrum veya Dalaman Havalimanı’ndan indikten sonra kara yoluyla ulaşılabilecek yayla konumundaki Kavaklıdere ilçesi, yemyeşil bitki örtüsü, doğal su kaynakları ve manzarasıyla yayla turizmi için ideal bir yer. Aydın-Muğla kara yolundan Yatağan yakınlarındaki Kavaklıdere’ye sapıldığında, Derebağ köyündeki Karia ve Roma dönemlerine ait amfitiyatro ve heykellerin bulunduğu Hyllarima Antik Kenti’ni ve Sarıyayla köyündeki tiyatro, sunaklar ve mezarların bulunduğu antik yerler gezilebilir.
Ege adalarından gelerek Ionya’nın güney kıyılarına yerleşen Dorlar tarafından kurulan Datça, çok eski bir tarihe sahip. Şehirde Apollon ve Venüs adına yapılmış çeşitli mabetler, büyük tiyatro, oyun ve toplantı yerleri bulunmakta. Nem oranı az havası ve şifalı sularıyla Datça, mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir yer.
Muğla-Aydın kara yolunun 26. kilometresinde yer alan Yatağan, Stratonikeia, Laotna ve Panarama antik kalıntıları ile tanınıyor. Kentte, Athena heykeli ve bir yönetim binası bulunmakta.

  • -ULA-

Gökova Körfezi’ni oluşturan iki yarımadanın birleşme noktasına kurulan Ula ilçesinin Muğla’ya uzaklığı 14 kilometre. Ege Denizi ile birleştiği noktada yer alan Gökova Körfezi ve bu körfezdeki Sedir (Kleopatra) Adası, Ula’nın önemli turizm merkezlerinden. Sedir Adası’nda Apollon Tapınağı, opera ve tiyatroyu gezdikten sonra Kleopatra’nın denize girdiği incecik kumlu plajında yüzebilirsiniz. Gelibolu, Çınar Köyü, Turnalı ve Akbük, Akyaka ise bölgedeki diğer önemli koylar.
Ortaca’da Köyceğiz Gölü’nü Akdeniz’e bağlayan Dalyan kanalından İztuzu kumsalına doğru yol alırken, 5 bin yıldır canlılığını koruyan kaya mezarlarıyla karşılaşılır. Tepeleri çam ormanlarıyla kaplı, nesli tükenmekte olan caretta caretta kaplumbağalarının yaşam alanı olan İztuzu kumsalları, önemli çekim merkezlerinden. İlçenin diğer sahili ise, antik kent kalıntılarının bulunduğu, ince kumu, temiz denizi ve doğal güzelliğiyle Sarıgerme’dir.

  • -DALAMAN-

Dalaman ilçesi ise zengin ormanları, kuş cenneti, av ve yayla turizminin gelişmişliği ve dağ köylerinin güzelliğiyle dikkati çeker. Çöğmen ve Kayacık köylerindeki Hippokone ve Oktapolis, Kapıdağ yarımadasındaki Cyra, Lissia, Lydai kalıntıları Dalaman’daki görülecek yerlerden bazıları.
Dalaman’a geleceklere Yassıcalar, Zeytinli, Zeysare, Domuz ve Göcek adalarını gezmeleri, Dalaman Çayı üzerinde dinlenmeleri, dağ köylerini ziyaret etmeleri önerilir. Sersala, Boynuzbükü, Bünyüş, Kurşunlu, Göbün, Sıralıbük ve Taşkaya koyları ise ”Mavi Yolculuk” sırasında uğranabilecek yerlerden.

  • -DALYAN KANALI-

Muğla’nın Ortaca ilçesine bağlı bir belde olan Dalyan, milyonlarca yıldan beri sürmekte olan tektonik hareketler sonucunda oluşan Dalyan deltası ile dünyanın ender ekosistemlerinden birisi.
Doğusunda ve batısında ormanlarla kaplı dağlar ile sınırlanan Dalyan Deltası, Köyceğiz Gölü’nü denize bağlayan 12 kilometre uzunluğundaki kanalda sazlıklarla inanılmaz güzellikte bir labirent görünümünde.
Dalyan Kanalı’nın denize ulaştığı yerde İztuzu Plajı bulunuyor. İztuzu Plajı yaklaşık 5 kilometre uzunluğunda ve gel-git akıntılarından dolayı plajda kum sürekli yer değiştiriyor. Plaj, dünyaca ünlü caretta-carettaların üreme alanı olma özelliğine sahip.
Dalyan’a gelen turistler, Kaunos Antik Kenti’nin uzantısı olan ve halk arasında ”Kral Mezarları” olarak bilinen 167 kaya mezarını da ziyaret ediyorlar.
Bodrum ise plajları ve gece hayatıyla bilinen bir yer. Gümbet, Turgutreis, Yalıkavak, Gümüşlük, Yalıçiftlik, Türkbükü, Gündoğan gibi bugün belde olmuş eski köylerdeki plajlar, yeşille mavinin en güzel birleştiği yerler olarak biliniyor. İlçede yat turizmi için de birçok güzel koy mevcut.

  • -KELEBEKLER VADİSİ VE ÖLÜ DENİZ-

Kelebekler Vadisi, Fethiye’nin Ölüdeniz beldesi sınırları içinde doğal bir hazine. Sahip olduğu endemik türler sayesinde dünya mirası olarak korunması önerilen 100 dağdan biri olan Babadağ’ın eteklerinde bulunan Kelebekler Vadisi, 8 Şubat 1995′de birinci derecede doğal sit ilan edildi ve her türlü yapılaşmaya kapatıldı.
350 metreye ulaşan sarp kayalık duvarlarla çevrili vadi, ismini barındırdığı 80′den fazla kelebek türünden ve özellikle kaplan kelebeğinden alıyor. Kaynağı Faralya köyünde bulunan ve 50 metre yükseklikten dökülen şelale, Vadi’nin ortasından geçen bir dere ile Akdeniz’e ulaşıyor.
Kelebekler Vadisi’ne ulaşım Ölüdeniz’den kalkan teknelerle sağlanıyor. Uzunyurt köyünden bir patika ile ulaşılan vadide ipli tırmanış rotaları ve değişken yüzeyi nedeniyle tatilcilere rehber eşliğinde yöreye gitmeleri öneriliyor. Fethiye’deki Ölüdeniz kumsalı ise 2006 yılında dünyanın en güzel kumsalı seçildi. Likyalılar’da ”ışık ve güneş diyarı”, Ortaçağ’da ise ”Uzak diyar” diye adlandırılan Ölüdeniz, Teke Yarımadası’da bulunur. Adı gibi durgun bir göl niteliğindeki Ölüdeniz, Ege’de mutlaka görülmesi gereken yerlerden.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Türkiye’nin gizli cennetleri: Ege-3
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Türkiye’nin gizli cennetleri: Ege-1
» Türkiye’nin gizli cennetleri: Ege-2
» Türkiye'nin gizli cennetleri: Akdeniz -1
» Türkiye'nin gizli cennetleri: Akdeniz -2
» Türkiye'nin gizli cennetleri: Akdeniz -3

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
BAYRAK FM FORUM :: Hodri meydan-
Buraya geçin: